Ketojenik diyet

Hastalarımın son zamanlarda sık uyguladıkları bir diyet. 1970’lerde Dr. Atkins, çok düşük karbohidratlı diyetleri yeniden meşhur etti.

Nedir bu?

Vucuda keton salgılattıran bir diyet biçimidir. Birçok hücre karbohidratlardan gelen şekeri enerji kaynağı olarak kullanır. Şeker olmazsa, yağları parçalar keton oluştururuz. Kanda keton seviyesinin yükselmesine “ketozis” denir. Ketosiz oluştuğu zaman hücreler şeker yerine keton kulanır. Ketozis oluşması için 2-4 gün süreyle, günde 50 gr’dan az karbohidrat yemek lazımdır.

Karbohidrattan fakir olduğu için yağ ve proteinden zengindir. Bol miktarda et, yumurta, işlenmiş et, peynir, yağ, balık, kuruyemiş ve lifli sebze içerir. Kısıtlayıcı olduğu için insanlar uzun süreli devam edemez. Bence makul bir diyet değildir. Çok fazla yağ, sağlıksız et ürünü, gereğinden az meyve ve sebze tüketmektedir. Böbrek taşı olan hastalarda taş sıklığı artabilir. Bazılarının ağzı kokabilir (keton kokusu), bulantı, kusma, uyku ve hafıza sorunları olabilir.

Ketojenik diyet sağlıklı mı?

Çocuklarda ketojenik diyetin havalelere iyi geldiği bilinmektedir. Bazıları erişkinlerde Alzheimer, Parkinson, multiple skleroz vb beyin hastalıklarında işe yarayabileceğini söylese de kanıta dayalı bir bilgi yoktur, uzun süreli etkileri de bilinmemektedir. Yo-yo diye adlandırılan, diyet sonra fazla yeme şeklindeki beslenme biçimi mortaliteyi arttırır. Bu nedenle süreli sağlıklı beslenme (lif, meyve, sebze, tohum, zeytinyağı, balıktan zengin) daha doğrudur.