Yediğin neyse sen osun; Yanlış
Yıllarca hastalarımızı az ye, çok hareket et dedik. Hiç işe yaramadı. Kalori hesapladık. Sonuç aynı. Aynı şeyi yiyen insanlar orta yaşta kilo almaya başlıyor. Aynı pideyi yiyen 2 kişiden biri şişmanlarken diğeri aynı kalıyor. “Ne yersem yiyeyim kilo almıyorum” diyen moral bozan tanıdıklar var.
Sorun bağırsakta gözüküyor. Bazıları gıdaları etkin biçimde sindirirken bazıları atıyor. Peki neden? Trilyonlarca mikrobun rolü yeni anlaşılıyor. Bağışıklık sistemi de birlikte çalışıyor. Bu yüzden bazıları tüm kaloriyi emiyor.
1)Antibiyotikler ve vücut ağırlığı
İnsanlarda dikkat çekmedi, ancak yetiştirciler 1945’den beri hayvanları şişmanlatmak için ilaç kullanıyor; antibiyotik. Hemen tüm besi hayvanlarını hızlı büyütmek için patent almış antibiyotikler var. Bu moleküller hayvan bağırsak mikrobiyomunu değiştirip besinlerin kana karışmasını hızlandırıyor.
İnsanlarda antibiyotik kullanımı artışı ile obezite epidemisi aynı dönem rastlıyor. Obez insanların bağırsak mikrop çeşitliliği belirgin düşük. Obez farelerde Bacteriodes sayısı az, Firmicutes çok. Bu oran besin emilimini arttıyor. Obez insanlarda da aynı özellik gösterildi. Başka bir çalışmada obez ikizden alınan mikrobiyom fareyi obez yaparken, ince ikizin mikrobiyomunu alan farede şişmanlama olmadı. Clostridium difficile enfeksiyonu için bir insana ince birinin mikrobiyomu verilirse insülin direnci düzeldi. Başka bir çalışmada ince insanlarda bol bulunan Akkermansia muciniphila probiyotiği metabolik düzelme sağladı. Görünen o ki obezitenin en azından mikrobiyolojik bir temeli var.
2) Bağışıklık sistemi
Şişmanlar daha çok enfekte oluyor. Obez fareler aşıya daha az yanıt veriyor. Bağırsağımızda 100 triyon bakteri var. Bunların kontrolsüz çoğalması insanı anında öldürür. Demek ki bunların bağışıklık sistemince kontrolü mühim. Öyleyse bağışıklık sistemindeki ufak değişiklikler bile bağırsak florasını değiştirip gıda emilimini etkileyebilir. Gerçekten de obez farede bağışıklık sistemi güçsüzleşiyor ve metabolizmayı bozan bakteriler çoğalıyor. İnsan da bunun olup olmadığı henüz bilinmiyor.